23 Aralık 2025 Salı

N'aber ya?

Ben iyi değilim 

Diyebilmek kolay değil. Bırak insanın bunu başkasına karşı dillendirmesini, insanın kendisine bile itiraf edebilmesi ve bu üç kelimeyi bir araya getirebilmesi takdir edilesi. Ama ben yaptım (kendimi övmeyi sever(d)im), önce kendime sonra etrafımda beni duyabileceğini düşündüğüm insanlara söyledim ve bunu dile getirmekten de çekinmiyorum, en azından belli insanlara ki onların sayıları da bi hayli az ve azalmaya devam ediyor gibi (ki bu ilerleyen paragrafların konusu). 

Çok şey oldu, ya da hiçbir şey olmadı. Tam olarak bu noktaya gelmemin sebebi ne bilmiyorum. Yani bi’şeyler olmuş olması mı yoksa hiçbir şey olmuyor oluşu mu emin değilim. 

Bu üç kelimeyi duymaya insanların hazır olmadığını ve bunu duyduklarında ne yapacaklarını bilemeyişlerini geç fark ettim. Tepki alamamak, destek görememek kırıcı. Hayır yaralayıcı değil, kırıcı çünkü yaralamış olsa iyileşir, kırılan ne kadar toparlanabilir? Ama hak veriyorum, ağır bir cümle ve insanların bunu birinden duymaya hazır olmamaları kadar mantıklı başka bir şey yok. Ama bu herkese söyleyemeyeceğin şeyler olduğu ve karşındaki kişiyi de ona göre seçtiğini düşündüğünde, en azından tepki bekleniyor. 

İyi olmadığında bile kendinden önce insanları düşünmek zorunda kalmak minik bir dilemma olsa gerek. Acaba bunu duymaya hazırlar mı? Tabii ki böyle şeyler söylenirken o anlık düşünülmeden sadece paylaşmak istediğin ve içinden geldiği için dile getiriyorsun ancak sonrasında karşılık göremeyince üzücü oluyor. 

Toparlicam ama zamana ihtiyacım var. Kendime zaman vermem gerek. Hiç boşluk bırakmadan hayatı göğüslemek, sürekli bişeylerin peşinden koşup, bozulmuşları düzeltmeye çalışmak, düşmüşleri kaldırmak, sürekli kendini umursamadan insanlara destek olmaya çalışmak yıpratıcı. Sahi hayatımda sadece Annem gerçek anlamda peşpeşe olanlardan yıpranmış olabileceğimi düşünüp o içten ‘Nasılsın oğlum?’ sorusunu sordu. Lakin annelere böyle şeyler anlatılmaz. Annem üzülmesin, ben çözücem bunu da. Ama önce durmam lazım. Sorun yok (!

Sahi çok durursam, çok bırakırsam kendimi sonra tekrardan toparlanıp ilerlemeye başlayabilir miyim? Bilmiyorum ama durdum. Gerçek anlamda durdum. Artık, en azından bir süredir, kendimi ne bir şey yapmak için zorluyorum, ne de bir şey yapmak istiyorum. Rutin sorumluluklarımı günü kurtaracak kadar yerine getirip sonrasında tv karşısında uyuyakalmak artık rahatsız etmiyor beni. Zihnimin arkasında olan ‘bugün de bir şey yapmadın’ sesini duymamak mutluluk verici. (Peki ya buraya çok alışır ve o sesin gelmesi gerektiği zaman duymazsam?

Çok yalnızım, fazla yalnızım. Sadece zihinsel yalnızlık ya da ‘Bir’inin olmamasından kaynaklı yalnızlık hissi ne kadar da masum ve katlanılabilir görünüyor artık. Gün için de kendime kendime konuşmasam ya da telefonla birilerini aramasam kendi sesimi duymadan günü, belki de haftayı bitirebilecek duruma gelmiş olmak çok şaşırtıyor beni. Senelerce kalabalık arkadaş grupları içerisinde bulunup, kalabalık toplantılarda yer aldıktan sonra, artık sıfır etkileşimle yaşamak zorluyor. Kendimi suçlamıyorum, hayır. Hayatın beni bu duruma yönlendirdiğinin farkındayım. Arkadaşlarımın gitmesi, evlenmeleri, evden çalışmam.. hepsinin üst üste gelmesi ve 

Güzel başladım ama mantıklı devam edemiyorum. Özet olarak Yalnızım. Biraz çok. Belki birazdan daha fazla. Kimse bu kadar yalnız olmasın. 

Farkındalığımın bu kadar yüksek oluşu beni su üstünde tutarken acaba artık sadece nefes alabilecek kadar mı su üzerindeyim emin olamıyorum.
 
İyi olucam. 

sadece zamana ihtiyacım var