13 Kasım 2012 Salı

Dip Not

Bazen hapşırmam gerekirken hapşıramıyorum. İçimde patlıyor, burun gıdıklıyor. Hiç hoş olmuyor.
Söylemek isteyip söyleyemediğim cümleler de, içimde patlayan hapşırıklar gibi.

Geçtiğim sokakların isimlerine bakıp, 'Ne güzelmiş' diyorsam orayı benimsemiş, sevmişim demektir.
Burada kaldığım yerin hangi sokakta olduğunu bile bilmiyorum.

Kendime çizdiğim sınırlarım ve takıntılarım olmasa çok daha mutlu bir insan olabilirdim.
İtiraf ediyorum, obsesifin önde gideniyim.

Ben saçmaladığımda insanlar gülmeli, beni yargılamamalı.
Çünkü komiğim ben.

Hayatıma gerçek kişilikleri sokmamamın nedeni egomla büyük bir aşk yaşıyor oluşum.
Eğer biri gelip onun yerini alırsa, işler çirkinleşebilir. İşler derken kendimden bahsediyorum, yanlış anlaşılmasın.

İtiraf etmeliyim ki gerçeklerden bahsediyorken sıkılıyorum. Zaten farkındayken neden bir de konuşayım ki?
Beni bıraksanız da ben hayallerimi gerçekleştirsem?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder